Organ bağışına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak adına her yıl 3-9 kasım tarihleri Organ Bağış Haftası olarak kutlanıyor.
Düzce Üniversitesi Hastanesi Organ ve Doku Koordinatörlüğü yıl boyunca olduğu gibi Organ Bağış Haftası’nda da toplumu daha duyarlı hale getirmek ve doğru bilgilendirmek amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Farkındalık stantları açan,eğitimler veren Organ ve Bağış Koordinatörlüğü, tek umudu organ nakli olan hastaların yaşamlarını kurtarmak için organ bağışı konusunda tüm vatandaşları gönüllü bağışçı olmaya davet ediyor. Organ bağışı hakkında bilgilendirmede bulunan Organ ve Doku Bağış Koordinatörü Doç. Dr. İlknur Suidiye Yorulmaz, organ bağışının kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra başka hastaların tedavisi için organlarının kullanılmasına izin vermesi olduğunu belirtti. Organ nakli ile tedavisi tıbben mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya kadavrandan alınan sağlam organın konularak hastaların tedavi edildiğini ifade eden Doç. Dr. Yorulmaz, ülkemizde kadavradan donör sayısının 2021 yılında 305 ve 2022 yılında ise 234 olduğuna dikkat çekti.
31 Bin 505 Kişi Organ Nakli Bekliyor
2021 yılında 17 bin, 2022 yılında ise 16 bin 821 canlı donörden alınan organ ve dokuların hastalara şifa olunduğunu ifade eden Doç. Dr. Yorulmaz, “Türkiye’de Ekim 2022 itibariyle; bin 351 kalp, 23 bin 808 böbrek, 2 bin 494 karaciğer, 273 pankreas, 179 akciğer, 2 incebağırsak, 3 bin 398 kornea olmak üzere 31 bin 505 kişi organ nakli bekliyor.” dedi.
Akciğer, kalp, karaciğer, incebağırsak, böbrek, pankreasın nakil edilebilen organlar olarak sıralayan Doç. Dr. Yorulmaz, kornea, tendon, kalp kapağı, deri, toplardamar, kemik ve kemik iliği dokularında nakille tedavi amaçlı kullanıldığını ifade etti.
Her Organ Bağışı Yapanın Organları Alınamaz!
Her ölümden sonra organlar alınmadığının altını çizen Doç. Dr. Yorulmaz, sadece yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşen hastalardan organ alındığını vurguladı. Sağlık müdürlüklerine, üniversite hastanesi, devlet hastanesi ve özel hastanelerin organ bağışı koordinatörlüklerine ya da sağlık ocaklarına başvurularak organ bağışında bulunulabildiğini ifade eden Doç. Dr. Yorulmaz, “Her organ bağışı yapanın organları alınamaz. Sadece yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşen ve aile onayı olan kişilerin organları alınır. Organ bağış kartı, organ bağış başvurusunda bulunan ve organ bağış formunu doldurup iki şahit huzurunda imzalayan kişilere verilir. Bu kişilerde beyin ölümü gerçekleştiği takdirde tekrar ailesinden onay alınması gerekir.” diye konuştu.
“Diyanet, Organ Naklinin Caiz Olduğunu Açıklamıştır”
2238 sayılı yasaya göre 18 yaşını doldurmuş ve akıl sağlığı yerinde olan herkesin organ bağışında bulunabileceğine işaret eden Doç. Dr. Yorulmaz, “Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Kur’an-ı Kerim Maide Suresi 32. ayette ‘Kim bir insana hayat verirse onun tüm insanlara hayat vermişçesine sevap kazanacağı’ beyan olunmuştur. Hristiyanlık, Musevilik ve Budizm gibi dinler de organ bağışını insan sevgisinin bir göstergesi olarak kabul etmektedir.” dedi.
“Bağış Bekleyen Hastaların Tedavi Maliyetleri Bekledikleri Her Gün Bir Çığ Gibi Artmaktadır”
Ülkemizde ve tüm dünyada yüzbinlerce insan ve onların ailelerinin bir umutla organ bağışı beklediğine vurgu yapan Doç. Dr. Yorulmaz, “Bağış bekleyen hastaların tedavi maliyetleri bekledikleri her gün bir çığ gibi artmaktadır. Organ yetmezliği hastaların aileleri gelecekte ne olacağını bilmeksizin zorluklara göğüs germektedir. Toplum olarak organ bağışının ne olduğunun farkına varmak ve bilinç düzeyine olabildiğince hızlı ulaşmak insan olmanın zorunluluğu ve ayrılmaz bir parçasıdır. Bu farkındalığı arttırabilmek amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz ve toplumun her bireyini organlarını bağışlamaya davet ediyoruz.” şeklinde açıklamasını tamamladı.